Milli Takımımız Gürcistan'ı 3-2 devirip 2026 Dünya Kupası elemelerine 'Merhaba Dünya!' diye giriverdi, oh mis! Ama bu keyifli galibiyetin gölgesinde öyle bir performans sergilendi ki, akıllara zarar. Sahaya sonradan dahil olan Barış Alper Yılmaz, bildiğin hızlı tüketim ürünü gibiydi. Dakika 66'da oyuna girdi, 71'de kırmızı kartı görüp 'ben gidiyorum' dedi. Yani topu topu beş dakika! Sanırsın sahaya pizza siparişi getirmiş, fişi uzatmış, 'afiyet olsun' deyip hızla uzaklaşmış. Hocası Montella daha ne olduğunu anlamadan çocuk sahada yıldırım hızıyla bir görünüp bir kayboldu.
Maç bitimi malum, kahveler yudumlanırken herkes bu 'beş dakikalık efsane'yi konuşuyordu. Barış Alper de hocası Vincenzo Montella ve takım arkadaşlarıyla oturup konuşmuş. Türkiye Gazetesi'ndeki habere göre, önce bir 'küsura bakmayın arkadaşlar' faslı, sonra da o dillere destan tek cümlelik savunma: "Daha dikkatli olacağım." Sanki bugüne kadar "gelişi güzel atılacağım" diye yemin etmiş de şimdi bundan vazgeçiyor gibi bir hava. Beş dakikada ne kadar dikkatsiz olunabilir ki? Yani topla mı buluştun, gol pozisyonuna mı girdin, rakibin bacaklarına mı girdin, hepsini birden mi yaptın, karışık biraz.
Şimdi bu "daha dikkatli olacağım" sözünün ilk pratik uygulaması, İspanya maçında yaşanacak. Zira kırmızı kartın cezası var, Barış Alper o maçta sahada olmayacak. E, haklı olarak, sahadan atıldıktan sonra 'ben bir daha kırmızı kart görmem' dese bile, o kartın ceza tabelasında bir karşılığı var. Umarım bir dahaki sefere oyuna girdiğinde, gol atma süreleriyle kırmızı kart görme süreleri arasında daha makul bir denge kurar. Ya da en azından, "dikkatli olacağım" lafını sahada kalış süresine oranla daha uzun bir performansa yayar, ne diyelim!