Abicim duydun mu Başakşehir'i? Antalya'ya gitmişler, resmen dört dörtlük bir galibiyetle dönmüşler! Hani bu takımın galibiyet kelimesini lugatından sildiğini, tam beş maçtır üç puan yüzü göremediğini düşünüyorduk ya, meğerse hepsi Antalya'da şov yapmak içinmiş! Shomurodov iki tane sallamış, Nuno Da Costa da 'ben de varım' demiş, o da iki tane. Hop, skor tabelası 4-0 olmuş. Valla sanki ligin zirve takımı gelmiş de mahalle maçı yapıyor gibi bir hava varmış sahada.
Tabii bu kadar gollü şov sadece Başakşehir'in mahareti değil, biraz da ev sahibi Antalyaspor'un 'kendi kendini sabote etme' yeteneği işin içine girmiş. Maçın 43. dakikasında Doğukan Sinik denen arkadaş, kırmızı kartı görünce 'ben giderim, takımım rahatlar' diye düşünmüş herhalde, direkt duş yolunu tutmuş. E, 10 kişi kalan Antalyaspor'un da direnci mum gibi erimiş, ne yapsınlar. Hani derler ya, '10 kişi kalmak bazen avantajdır,' işte o laf bu maçta rafa kalkmış gençliğin. Shomurodov'la Da Costa zaten coşmuştu, kırmızı kartı görünce 'oh be, daha rahatız' demişlerdir kesin.
Gelelim teknik direktör fiyaskosuna... Bir tarafta Nuri Şahin'in öğrencileri, bu galibiyetle genç hocalarına ikinci zaferini armağan etmişler. Resmen Nuri hocanın yüzünü güldürmüşler, 'Hocam sen dur, biz sahada hallederiz' demişler. Diğer yanda Erol Bulut... Emre Belözoğlu'ndan görevi devraldı ama pek 'devir' alamamış gibi duruyor. Antalyaspor'un başında çıktığı ikinci maç, ikinci mağlubiyet. Valla Erol hoca, 'Geldiği gibi gider mi?' sorularını şimdiden sordurmaya başladı. Futbol işte, birine bal kaymak, diğerine acı biber!